12’Yİ BEKLERKEN (BECKETT’A SAYGIYLA…)

Yazmak yetmiyormuş. “Oldu, evet bu sefer artık tamamdır!” gibi cümleler tekrarlana dursun, bir kitabın basım süreci sancılı ve ağırmış… Bir de bunun üstüne, “Eee, ne oldu senin kitap? Hani basılıyordu?” gibi sorular eklendikçe, “Aslında tabii, yani hazır da son kontroller… editör bir kez daha okumamı… önümüzdeki hafta, olmazsa bir sonrakine mutlaka baskıda yani…” gibi cevaplara da hazırlık yapmak gerekiyormuş. Tabii bu süreçte hayat yeni yazılar, yeni tanışılan insanlar, yeni yeni uğraşlar ve meraklarla devam ediyor. “Biraz…” diyorum kendi kendime, “’Godot’yu Beklemek’ gibi bu iş!” O oyundaki gibi, kitabın gelişini beklerken biraz felsefe yapıp, biraz etrafımızda olanlara tepki verip, biraz sürprizlerle karşılaşıp zaman geçip gidiyor. Buna karşın “Godot’u Beklerken”in avantajı iki perdede olup bitmesi; bir yazarınsa her kitabının basımında aynı süreçten tekrar tekrar geçmesi gerekiyor. Diyebiliriz ki biraz Wagner’in Ring dörtlemesi gibi; güzel olmasına güzel de sabır gerektirdiği açık. Bu nedenle bu yazıyı, çevremdekilerin destek cümlelerinden biriyle bitirmeyi uygun görüyorum, “Hayırlısıyla bir çıksın da artık kızım…”

HENÜZ OKUMADIYSANIZ: MERHABA

2 thoughts on “12’Yİ BEKLERKEN (BECKETT’A SAYGIYLA…)”

  1. Hayır olsun, geç olsun güç olmasın!! Farklı alanlardaki birikimlerini şahane sentez yapacağından , ayrıca şu kadarcık metin de bile pek çok şey söylediğinden, gelecek olan yazılarını hevesle bekliyorum Senden öğrenecek çok şeyim olacağını biliyorum Tekrar hayırlı olsun Zeynepciğim! Sevgimle

    Reply

Leave a Reply