Bilgisayarının başında kara kara düşünen insanlar var; elleri titriyor, boncuk boncuk terliyorlar. Karanlık günlerden geçiyorlar; tüm sıkıntılarının müsebbibi o, “Kesme İşareti”, biliyorlar.
Kafalarından geçen soru, gözlerine uyku girmesini engelliyor: “Özel isme eklenen hangi ek, kesme işaretiyle ayrılır?” Cevapsa belirsizliklerle dolu, “Özel isme iyelik eki geldiğinde kesme işaretiyle ayrılır, yapım ekiyse ayrılmaz. Kurum kuruluş adına gelen hiçbir ek ayrılmaz. Hele hele bir isme küçültme eki eklenirse o halde…”
Internet’te böyle yazılmış sayfalarca yazı, uzayıp giden tartışma var. Bir özel isme gelen eki kesme işaretiyle ayırıp ayırmamak insanların içine o kadar dert olmuş ki, Internet’te tartışanlar birbirleriyle sokakta karşılaşsalar kan çıkacak. Mesela bir sitede öyle diyaloglara şahit oldum ki, özel isme eklenen küçültme ekinin kesme işaretiyle ayrılmayacağını söyleyen bir edebiyat profesörüne başka biri, “Yok kardeşim, olur mu? Küçültme eki yapım eki mi ki, bitişik yazılsın? Doğru düzgün yazın, ayırın şu eki, sinir etmeyin adamı!!!” gibi bol ünlemli cevaplar veriyordu. Tartışmada durum o noktaya gelmiş ki, insanlar eklerin getirdiği stresi birbirlerinden çıkartır hale gelmişlerdi.
Ben de azıcık yazmayla haşır neşir olur hale gelince, bu konudaki gerginliğim arttı tabii. İnsan ister istemez omuzlarında bir ağırlık hissediyor. Sanki biri bütün gün benim kesme işaretlerimi takip ediyormuş gibi, biri her an hata yapmamı beklermiş gibi. Eskiden kesme işaretini önemsemeden bir koyup bir koymadığım ya da kafamı boşaltmak için yazdığım iki satırlık yazılarımda “ciğim”i “cim”leştirdiğim zamanlar vardı. Şimdiyse o özgür günler, artık çok gerilerde kaldı.
Bütün bu kesme işareti bunalımı içinde Türkçenin başka bir zorluğu da dikkatimi çekmedi değil. İnsan böyle şeyleri, bir yabancıyla yaşadığında daha iyi anlıyor sanırım. “Türkçe, yazıldığı gibi okunan bir dildir!” cümlesini bir yabancıya söylediğinizde alacağınız cevap şu: “Keşke! Türkçe Fransızca gibi. “Gideceğim” yazıp “gidicem” okuyorsunuz. “Okuyayım” yazıp “okuyim” okuyorsunuz. Yok yani, söyleyin yazıldığı gibi okunmaz diye, biz de rahatlayalım!” Haklılar, ne diyelim.
İnsanların yeterince bölünüp ayrışması yetmemiş bir de Türkiye’de ekler “ayrılır mı ayrılmaz mı”, “kesilir mi kesilmez mi” diye tartışaduran ve ruhları kesme işaretiyle bölünüp parçalanan insanlar varmış, böylece bunu da yaptığım araştırmalarda kendi gözlerimle görmüş oldum. “Hocam yani, o kesme işareti ööle mi kullanılır allaşkına!”
HENÜZ OKUMADIYSANIZ: SAFİYE ABLA VE BEN – KİTABIN HAYIRLI OLSUN