BÖLÜNE BÖLÜNE BÖLÜNMEK

Geçen gün biriyle okuduğumuz kitaplar ve yazarlar üzerine sohbet ediyorduk. Bir sürü ismi saydıktan sonra bir Japon yazarın ismini söyledim; söyler söylemez de karşımdaki, “Yok ben onu hiç okumadım da o çok satan bir yazar, ben Çok Satanlar’ı prensip olarak okumuyorum!” dedi.

Karşımdaki konuşmasına devam ederken, kafam zincir zincir uzayan düşüncelerde dolaşmaya başladı. Doğrudur, bir kitabın “Çok Satanlar”dan olması iyi olduğunu göstermez ama çok satmanın ne zaman kalitesizliğe eşdeğer tutulduğunu da anlayamadım. Sanki bir yazar kafasındaki fikirleri çok satsın ya da az satsın diye ayırarak yazarmış gibi, “Öyle bir şey yazıcam ki, kimse anlamicak, az satılıcak, az okunucak, çok başarılı olucak!” Bu işlerde yeniyim ama benim tecrübeme göre yazar bir kitabı, beynini durduramadığı için yazar. Bazı şeyler beyne sığmaz, kafatası dar gelir, sonunda da el kağıtla kaleme ya da klavyeye uzanır. Ondan sonrası okuyanlara kalmış.

Tabii arkasında büyük reklam kampanyaları olan, sadece bu reklam kampanyalarından dolayı çok satan yazarlar da var. Kabul. Hatta o kadar kabul ki, adı duyulmamış genç bir yazar olarak kitabevlerinin raflarında yer bulmanın zorluğunu birebir yaşıyorum. Ama bir kitabı veya bir yazarı çok satıyor diye elinin tersiyle itmek, başka birini henüz fazla satamamış olmasından dolayı dışlamak kadar garibime gidiyor doğrusu.

Geçen gün bir anket sonucuna denk geldim. Türkiye’deki 2015 yılı kitap okuma oranlarını araştırmışlar. Ankete katılanların %68’i kitap okuduğunu söylemiş, bunun da sadece %14’e yakını “sıklıkla” kitap okuyormuş; yani Türkiye genelinde sıklıkla kitap okuyanların oranı sadece %10. Demek ki Türkiye’de şuncacık okuyucu var, burada da rahat duramamışız, “Çok Satanları Okuyanlar” ve “Çok Satanları Okumayanlar” olarak da ikiye bölünmeyi başarmışız. Biri diğerine yukarıdan bakıyor, öbürü altta kalmamak için diğerini dışlıyor. Biri “Popülist” diyor, öbürü “Elitist”…

Karşımdaki konuşmasına devam ederken içimden, “Ya Hemingway, Dostoyevski, Sabahattin Ali? Veya bugüne kadar Türkiye’de ve dünyada çok satan, yakın zamanda kaybettiğimiz Márquez ile Eco? Hayatta olmadıkları için mi çok satmalarını yadırgamıyorsun? Hemingway yaşıyor olsaydı ve son kitabı çıktığı gün 1.000.000 kopya satsaydı, onu da mı reddedecektin?” demek geldi. Sonra vazgeçtim. Bazılarıyla bazı konularda tartışmaya girmemek, en iyisi.

HENÜZ OKUMAYANLAR İÇİN: KESME İŞARETİYLE BÖLÜNMEK

Yorumunuzu aşağıdaki boşluğa bırakabilirsiniz!