GENİŞLEYİP DARALAN ZAMANLAR

Son 10 gündür bir proje üstüne çalışıyordum. Bittiğinde “Bugün günlerden ne?” diye sorulsa o anda bilemezdim, bilgisayarımın ekranındaki tarihe bakma ihtiyacı duydum. Zaman bu 10 günlük sürede benim için, Dünya’nın zamanından farklı işlemişti; yaşanan günden çok, projenin bitiş tarihini hedef alarak yaşamıştım. Yazmam gereken hikâyeler bitip zamanın farklı akmış olduğunu anladığımda, bu his beni alıp götürdü; yine düşüncelere daldım.

Zaman kavramı, yaptıklarımızla orantılı değişen, genişleyip daralan bir olgu. Projenin başlangıcında bitiş tarihi değiştirilemez şekilde önümde duvar olup durduğundan, zamanı benim için daraltıp, paniğe kapılmama neden olmuştu; yazmaya başladıktan sonraysa zaman, kendi içinde zamanlar doğurmaya başladı. Yazdıkça rahatladım. İlk hikâyeleri ağır ağır yazdığımdan projeyi yetiştiremeyeceğim hissine kapılmışken, sonrakilerde yazım hızım artınca zaman genişledi, her gün elimdeki zamanın içine daha çok hikâye sığdırır hale geldim.

Zamandaki bu genişlemeyle 10 gün içinde 150’ye yakın “Üç Satırlık Hikâye” yazdım. Kısa zamanda bunca hikâyeyi yazabilmemi, Vieri Bottazzini’nin şahane fotoğrafları üzerine yazılmalarına bağlıyorum. (Projenin tamamını https://vieribottazzinifineart.com adresinde görebilirsiniz.) İnsanın karşısında varlıklarıyla seslerini kalabalıklara ulaştıran fotoğraflar durduğunda, üstüne yazılanlar doğal bir akışla ortaya çıkıyorlar; fazla dönüp durmaya ve kelimelerle gereğinden fazla oynamaya gerek kalmıyor.

Bu projede zaman kavramı sadece benim için değil, fotoğrafı çeken ile fotoğrafı izleyen için de birbirinden farklı. Vieri projenin oluşma aşamasında fotoğrafları çekmek için günün doğru zamanını bekledi, çoğu zaman kullandığı uzun pozlama nedeniyle deklanşöre bastıktan sonra fotoğrafın fotoğraf makinesinin ekranında belirmesi dakikalarca sürdü, sonra eve dönüp elindeki materyali bilgisayarda titizlikle işledi ve sonuç olarak pozlama süresinde geçen dakikaların ve o anın verdiği duyguların birleştiği kareler ortaya çıktı. Fotoğrafın son halini gören izleyici ise yaratım sürecinin verdiği etkiyi tek bir anda donmuş olarak görecek, fotoğrafın önünde istediği kadar durup zamanı istediği kadar kullanarak fotoğrafı izleyecek, sonra hayatının ritmine geri dönüp zamanı olağan hızında yaşamaya başlayacak. Bu sayede fotoğrafçı, yazar ve izleyici tek bir fotoğraf sayesinde zamanın geçişini, farklı şekillerde tecrübe etmiş olacaklar.

Vieri için zaman, hikâyeleri tamamlayıp ona teslim etmemin ardından da farklı bir hız kazandı. Bunun nedeni bu sefer, normalde yaptığı işten biraz daha farklı bir şeyle uğraşması gerektiğindendi. Benim Türkçe yazdığım hikâyeleri İngilizce ve İtalyancaya çevirme işini üstlenmişti ve bir çevirmenin işi sadece kelimeleri değil aynı zamanda hikâye içinde gizlenen zamanı ve ritmi de çevirip okuyucuya aktarmaktı. Bunun için yan yana oturduk, ben her bir Üç Satırlık Hikâye’de vermek istediğim duygu ve ritmi dilim döndüğünce ona açıklamaya çalıştım; Vieri de hikâyelerimin derinliğini benim ona açıklamaya çalışışımdan daha iyi anlayıp, onları iki farklı dile çevirdi. Böylece hayatı birleşmiş biz iki insanın zamanı da birleşik aktı ve ortaya tek bir proje çıktı.

Projenin tamamlandığı günden beri benim zamanımsa, gün içinde yine bir daralıp bir sıkışıyor. Katılmak istediğim yarışmalar, yazılacak öyküler, okumak istediğim üst üste koyulunca boyumu geçen dergiler ve bir kütüphane dolusu kitap var. Sonra Pazar sabahı bilgisayarımın ekranda 23.07.2017 tarihini gördüğümde ve o ana kadar tarihin farkında olmadığımı anladığımda, bu yazıyı yazmaya başladım. Zaman kavramı zaman içinde genişledi, bana yazım hızımla doldurduğum ve giderek büyüyen bir akış yarattı. Yazıyı yazmam bitince, zamanın hızlanıp beni tekrar sıkıştırmaya başlayacağını, hiçbir şeye yetişemeyeceğimi, aynı anda çok şey yapmak zorunda olacağımı biliyorum ama o zamana kadar yazma anının huzuruyla belli bir hızda ve zamana kelimelerimi yayarak seyahat ediyorum. Şimdilik genişleyen zamanın keyfini çıkarıyorum, tıpkı Vieri’nin fotoğraflarına bakarak zamanın akışını gözlemleyecek bir izleyici gibi.

HENÜZ OKUMADIYSANIZ: BÜYÜMEYE DAİR

Yorumunuzu aşağıdaki boşluğa bırakabilirsiniz!