BUZDAĞININ GÖRÜNMEYEN KISMI, MARILYN CANIM

Marilyn canım,

Sana bu satırları yazarken, İzlanda’nın ücra bir köşesindeyim. Son günlerde, seni bana hatırlatan olaylar yaşıyorum. İşin garibi, bu olaylar Dünya’nın en sıcak yerinde vuku bulabildiği gibi, en soğuğunda da cereyan edebiliyor. Bekle de sana anlatayım…

Geçenlerde, Dünya’nın ölçülmüş en yüksek sıcaklığının yaşandığı Ölüm Vadisi’nden dönüşte, Las Vegas’ta aklıma düştün. Biliyorsun, Vegas’ın çılgın sokaklarını ve eğlence dünyasını… Önümde, süpermarketten bozma bir eczanede Elvis’i görünce, aklım 1950’lerin Vegas’ına kaydı. O zamandan beri kim bilir kaç gökdeleni, kaç kumarhaneyi, kaç oteli yerle yeksan edip yeniden inşa etmişlerdir… Ne de olsa Amerikan kültürü, restore etmek ve tamir etmekten çok yıkıp yenisini yapmaya ya da bozulanı atmaya meyilli. Halbuki değiştirdikleri ve yıktıklarıyla bilmiyorlar ki, senin Yaz Bekarı filmindeki etekleri uçuşan imajını, Las Vegas sokaklarından silmeleri mümkün değil; zira taklitlerin, ana caddeyi her gün arşınlamaktalar, sana yaklaşıp, senin gibi olamadan.

Sanma ki, imajın konusunda naifim! Aktörlerin ve aktrislerin, hatta ve hatta müzisyenlerin, sahnedeki görünüşlerinden çok farklı insanlar olabildiklerini birinci elden yaşadım; sahne tozuna karışmış sahtelikleri, halihazırda ciğerlerimden boşaltma derdindeyim. Benim arınma uğraşım bir yana, üstündeki rolü reklam amacıyla bile isteye sahne dışında da taşımaya devam eden Hollywoodlular’a inat, senin koruduğun tarzına hayranım: özellikle, “Seks sembolü denen şeyi bir türlü anlayamadım… Bir nesne olmaktan nefret ediyorum ama mutlaka bir şeyin sembolü olacaksam, başka bir şeyin olmaktansa, seksinki olmayı yeğlerim!” gibi cesur ifadeleri, 1950’lerin muhafazakâr Amerikası’nda vermendeki rahatlığına. Bu demeçlerinle belki bazı hayranlarını ters köşeye yatırmış olabilir ve bu şekilde buzdağının görünmeyen kısmını görmelerini sağlamış olabilirsin; bense bu konuda, seninle tamamen aynı köşedeyim. Buzdağının görünen ve görünmeyen kısmına, selam verip şapka çıkartıyorum.

Tabii Marilyn canım, diğerleri gibi, seni ben de tanımıyorum! Kim bilir okyanus sularının altında yatan kısmın, ne gibi özelliklerle dolu. Benim de tek yaptığım, okuduklarım sayesinde seni çözümlemeye çalışmak. Bu yanlış, biliyorum; belki ben de diğer herkes gibi, sana kafamdaki kişiliği oturtuyorum. Ve fakat geçen gün siyah volkanik kumdan oluşmuş bir sahilde, güneşte mavi beyaz parlayan buzul parçalarını görünce, seni düşünmeden edemedim. Aklıma bir Marilyn geldi: merdivenlerde durmuş, üstündeki harika kostüm içinde aldığı her nefesle göğsü kalkıp inerken, “Elmaslar bir kızın en iyi arkadaşıdır” diye şarkısını söyleyen bir Marilyn. Kumsalda etrafım buzul parçalarıyla çevrilmişken içimden, “Belki de Marilyn’in kast ettiği budur,” dedim nedense. Siyah kumdan bir sahil, sahilde karaya vurmuş buz parçaları, buz parçalarının güneşte parlayıp elmaslara dönüşüşü; hem de eriyeceklerini bile bile, son ana kadar parlaklıklarını yaşamaya cesaret ederek, dilsiz bir gizemle. 

Neredeyse aynı yaştayız, Marilyn canım. Sahildeki buzlar eriyecek, ben yaşlanacağım, sense hep Marilyn Monroe olarak 36 yaşında kalacaksın. Hala yaşıyor olsaydın, platin sarısı saçların zamanla Norma Jeane yıllarının kahverengisine döner miydi? Modayla beraber kaşların kalınlaşır, dar paça yırtık pırtık kot pantolonlara girer miydin? Yoksa kendini botoks çılgınlığına kaptırıp, kendinden başkasına mı benzerdin? Elmasları daha çok mu takar, yoksa onları elinin tersiyle iter miydin?

Marilyn canım, Grönland’daki buzullar eriyor, yarınımız meçhul! Oysa içimden bir ses bana, Las Vegas’ın sokağa inmiş gösteri dünyasında senin hep yaşamaya devam edeceğini söylüyor. Binalar yıkılıp yeniden yapılsa, çöller denize dönse ve yaşam tarzlarımız değişse de insanlık var oldukça, bazı insanlar kültürün değişmez elmasları oluyor; senin gibi, gizemlerle dolu ve hep genç. Buzdağının görünmeyen kısmı, Marilyn canım, belki de kendini korumak için hep saklanıyor. Tükenmeden, tüketim toplumunda ayakta durabilmek için, senin gibi daima genç kalmayı seçiyor.

HENÜZ OKUMADIYSANIZ: SAHNE DÜNYASI

Yorumunuzu aşağıdaki boşluğa bırakabilirsiniz!