TELEFONUMU KIRDIM – HÜKÜMSÜZDÜR

Bundan iki ay önce, henüz Korona’dan haberimiz olmayan günlerde, telefonumu düşürdüm. Tabii anında, zinhar işlenmemesi gereken günahlardan birini işlediğimi fark edip, telefonu yerden aldım. Ekranı kırılan telefona baktım; ben telefona karşı mahcup, telefon kendi haline şaşkın… Birkaç saniye sonra telefon şöyle bir silkinip kendine geldi, bana sitemkâr baktı ve dile geldi: “Bir daha yapma ama!”

Modern dünyada, özellikle de telefonun el ayak olduğu bu dönemde, telefonun uyarılarını dinlememek olmaz. Ben de geçtiğimiz iki ay ona gözüm gibi baktım. İzlanda’nın soğuklarında onu sıcak tuttum, İskoçya’nın yağmurlarından korudum, fotoğraf çekerken bile fazla canını acıtmamak için ekranına yavaşçacık dokundum. Haliyle telefonum bu ihtimama çok sevindi, bir yeniyetme gibi aşka geldi. O kadar sevindi o kadar sevindi ki rahata, sevgiye, şefkate alışıp sonsuzluğuna güvenen her biçare gibi şımardı. 

İşte ne olduysa o anda oldu, Korona kapımızı çaldı. O zaman ilgi, başkasına kaydı. Korona aşağı Korona yukarı… Sınırlar kapandı eve dönme mücadelesiydi, eve gitmek için izin belgesiydi, 14 günlük Korona’nın semptomlarını gösterecek miyiz göstermeyecek miyiz bekleyişiydi… İhmal ettim çocuğu tabii. Sonra en beklemediğim anda, sakin sakin cebimde durduğunu ve güvende olduğunu düşündüğüm sırada, birden “Sen misin…” dedi… Kendini taş zemine attı. 

O andan beri akıllı telefonum, her zamankinden daha akıllı. Ben sosyal medyaya bakmaya çalışırken, benim beğenip beğenmediğimi önemsemeden kendi beğenileri doğrultusunda sağa sola beğeni yapıştırıyor. Yetmiyor, internette bir şeylere bakmaya çalıştığımda “Amaaan yetti bu konu!” deyip çat diye ekranı kapatıyor. Ya da WhatsApp’ta mesaj yazmaya çalışırken, “Bak bak, asıl şu iki gün önceki konuşma çok eğlenceliydi!” diyerekten mesaj yazmama fırsat vermeyip, konuşma arşivinde yukarı tırmanmaya başlıyor. 

Şimdilik telefonun huyuna gitmeye çalışıyorum. Ne de olsa geçmişine hürmet ettiğimiz, mesafeleri kısaltan en değerli icat. Yine de fazla akıllısının, akla zarar olduğuna kanaat getirdim. Şu Korona bitsin, bu kadar akıllı olmaması için bir çaresine bakacağım ama o zamana kadar aleme açık bildirimdir: “Telefonumu kırdım, hükümsüzdür.”

HENÜZ OKUMADIYSANIZ: MATRUŞKA

2 thoughts on “TELEFONUMU KIRDIM – HÜKÜMSÜZDÜR”

  1. Yine epey yeni yerler gezmişsiniz. İyiki de öyle yapmışsınız, şimdi evde oturmak la yükümlüyüz ne de olsa. Hikayeni pek güzel anlatmışsın.. dilersen senveben.biz.tr sitesine gönder bir kaç örnek, ilgilenecek lerini düşünüyorum… info@senveben.biz.tr

    Reply
    • Hasan Bey, okuduğunuz için çok teşekkürler. İşimiz gereği çok seyahat ediyoruz ama dediğiniz gibi bu dönemde mecburen evdeyiz. Tavsiyenizi değerlendireceğim. Sevgiler 🙂

      Reply

Leave a Reply