SAFİYE ABLA VE BEN – MAHALLE

Ben: Alo? Safiye Abla: Aloo Zeynep? Ben: Merhaba Safiye Abla! Safiye Abla: Alo Zeynep kızım? Ben: Buradayım Safiye Abla! Safiye Abla: Hah hah oldu duydum duydum… Nasılsın? Ben: İyiyim Safiye Abla sağ ol, sen nasılsın? Safiye Abla: İi ii n’olsun? İş güç… Aman hava nefes alıncak gibi diil vallahi. Diyorum Numan Abine bi klima taktırsak, … Devamını oku

12 İLE TANIŞANLAR

12’yi çıkar çıkmaz alıp hemen okumaya başlayan ve her hikaye üstüne çok güzel yorumlar yazan Çiğdem İskent, bir de 12’nin fotoğraflarını çekip paylaşmış! İşte onlardan bir tanesi… HENÜZ OKUMADIYSANIZ: KESME İŞARETİYLE BÖLÜNMEK

KESME İŞARETİYLE BÖLÜNMEK

Bilgisayarının başında kara kara düşünen insanlar var; elleri titriyor, boncuk boncuk terliyorlar. Karanlık günlerden geçiyorlar; tüm sıkıntılarının müsebbibi o, “Kesme İşareti”, biliyorlar. Kafalarından geçen soru, gözlerine uyku girmesini engelliyor: “Özel isme eklenen hangi ek, kesme işaretiyle ayrılır?” Cevapsa belirsizliklerle dolu, “Özel isme iyelik eki geldiğinde kesme işaretiyle ayrılır, yapım ekiyse ayrılmaz. Kurum kuruluş adına gelen … Devamını oku

SAFİYE ABLA ve BEN – KİTABIN HAYIRLI OLSUN

İlk deneme… Safiye Abla: Alooo Zeynep? Ben: Safiye Abla? Safiye Abla: Aloooo? Ben: Duyuyor musun Safiye Abla? Safiye Abla: Hah hah şimdi duydum! Ben: Nasılsın Safiye Abla? Safiye Abla: Aloooo? Gitti valla, yine gitti ses… Ben: Safiye Abla, ben duyuyorum seni! Safiye Abla: Oolum Halil, hatlar şey oldu, baksana bi bakiim? Bip bip bip! İkinci … Devamını oku

12 RAFLARDA

Sanırım her doğum sancılı oluyor, her doğum sabır gerektiriyor. 12 de dünyaya gözlerini açabilmek için çok uğraştı, doğup ele avuca gelir olunca beslenip büyüdü, ilk adımlarını atarken birkaç kez yere düşüp kalktı, şimdiyse annesinin kollarından ayrılıp kendi başına yol alıyor; gencecik 12, artık kendi ayakları üstünde duruyor. 12’nin büyüyüp serpilmesinde teşekkür edecek çok kişi var. 12‘yi … Devamını oku

6 KELİMELİK HİKAYELER

Belki daha önceden duymuşsunuzdur; bir akım var, Mikrokurgu adında. Bunun tanımlaması kesin değil. Bazı yerlerde 300 kelimeyi, bazılarında 50 kelimeyi, bazılarındaysa 6 kelimeyi geçmeyen hikayelerin/romanların bu kategoriye girebileceği söyleniyor. Aslında “Flash Fiction” adı da veriliyor buna, şimdi çok popülermiş, yazanlar deneyenler çokmuş… İşin benim ilgimi çeken kısmı ise, “Evet azizim, şimdi bu kesin post-modern, yani … Devamını oku

YA ŞİMDİ GODOT DA BİRDEN GELİVERİRSE!

Tam, “Basıldı mı, basılacak mı?”, “Ya son anda bir aksilik çıkarsa?”, “Bir süredir de yeni bir haber gelmedi…” gibi, panikle kafamda beliren cümlelerle boğuşurken, birden bir e-mail geliverdi: “Zeynep Hanım, kitabınız matbaadan geldi!” Tabii bu haberi kendi çapımda iki salto, üç el çırpışı ve ilkokul yıllarından kalma bir iki bale figürüyle nasıl karşıladığımı tahmin edersiniz. … Devamını oku

12’Yİ BEKLERKEN (BECKETT’A SAYGIYLA…)

Yazmak yetmiyormuş. “Oldu, evet bu sefer artık tamamdır!” gibi cümleler tekrarlana dursun, bir kitabın basım süreci sancılı ve ağırmış… Bir de bunun üstüne, “Eee, ne oldu senin kitap? Hani basılıyordu?” gibi sorular eklendikçe, “Aslında tabii, yani hazır da son kontroller… editör bir kez daha okumamı… önümüzdeki hafta, olmazsa bir sonrakine mutlaka baskıda yani…” gibi cevaplara … Devamını oku

MERHABA

Herkese merhaba! Kendime ait bu alanda, bundan sonra aklıma gelenleri ve hızımı alamayarak yazdıklarımı paylaşacağım. Hepsi kısa kısa, merak etmeyin! Ha oldu da “Amaan delinin zoruna bak, yaz yaz sayfalarca nereye kadar?” derseniz hiç sorun değil, sesimi kısmak için kumandalarınıza uzanmanıza bile gerek yok: bir tıkla beni, her gün kapattığınız pencerelerden biri haline getirebilirsiniz. Yok … Devamını oku