BUZDAKİ YAZI

Karda, beyaz bir çölün ortasında, grubun en arkasında ilerliyorum. Yürüyüşümüz yarım saate yakın sürecek; grup lideri böyle söyledi, biz de peşinde tek sıra, buzula doğru yol alıyoruz. Tepemizde, gökten pul pul dökülen kar taneleri. Ben, biraz grubu toparlayıp kollayan kişi olduğumdan biraz da güvende olma hissini yaşarken kardaki yalnızlığı hissetmek istediğimden, grubun arkasındayım. Karda bir … Devamını oku

“BAŞTAN” BAŞLAMAK

Bazı haberler var hem beklenmedik kapıyı çalan hem de dört gözle beklenen. Bir karanlığı kısa süreliğine ışıkla dolduran, bir kıvılcım çakışı haberler; insanın önünü bir anlığına aydınlatan ve nereye gittiğini görmesini sağlayan haberler. Ben de geçen gün böyle bir haberi almanın heyecanını yaşadım: “Baştan” adlı öykümün, bu sene ilki düzenlenen Çukurova Öykü Ödülü’nde birinci seçildiğini … Devamını oku

BİLGİNİN ÖRÜLEMEYEN AĞLARI

“Şimdi ipi şuradan şöyle geçirdik mi, çabuk bir hareketle de öbür tarafa attık mı…” Şişler etraflarına dolanan iplerle bir bu yana bir diğer yana hızla hareket ederlerken, gözlerim şaşı olmuş ekrandaki kadının ellerini takip etmeye çalışıyordum. Videodaki kadın çok hamarattı. Çok hünerliydi. Ben biçare ise, onun yaptıklarını takip etmeye çalışan bir acemiydim. Bana “Her zamanki … Devamını oku

DÜNYAMIN KOKUSU

Normalde işim gereği yılın altı ayını seyahat ederek geçirdiğimden, yıllardır bu kadar uzun süre evde kalmamıştım. Ama insan zihni ve hayal gücü fiziken bir yere sabitlenmişken bile o kadar geniş ve derin ki, hiç beklemediğimiz anlarda bizi olduğumuz yerden alıp kilometrelerce öteye götürme kudretinde. Bunu, geçen gün bir kez daha anladım. Okuduğum metinde buzullardan bahsedilen … Devamını oku

KULVARDAN ÇIKMAK

Genç yazarlara en sık verilen öğütlerden bazıları yazmak istedikleri türde kitaplar okumaları, o alanda çok satılanları incelemeleri ve hedef okur kitlesini analiz etmeleri. Kısacası onlardan hülyalarda dolaşan yazar düşlerinden uyanıp, hedef odaklı çalışmaları bekleniyor. Bir ürün yaratmaları ve pazarlamaları isteniyor. Bir bakıma değişen dünyanın şartlarına ayak uydurmaları şart koşuluyor. Ben de ister istemez en çok … Devamını oku

ÇÖZÜLEN DÜĞÜMLER – ATILAN İLMEKLER

Kışın gelişiyle bahçe işleri konusunda üstüme bir rehavet ve üşengeçlik çöktü. Hani insan başlarsa arkasının kolaylıkla ve çalışma isteğiyle geleceğini bilse de bir işe uzun süre başlayamaz ve işi iteledikçe iteler ya… İşte öyle bir tembellik. Yine de meteoroloji merkezinden gelen haberle karın yaklaştığını anlayınca, kolları sıvadım; soğuk ama güneşli günün sabahını bahçede çalışarak geçirmeye … Devamını oku

ARALIKTAN BAKMAK

İnsan, yıl sonralarına doğru geriye dönüp bakmaya meraklı. Geçenlerde ben de KELİMELER GİRDABI yazımı paylaşmamın ardından dönüp baktım da Blog yazılarımı yazmaya başlayalı dört seneden fazla geçmiş. O günden bugüne, bu sitede bazısı uzun bazısı kısa, kimisi Dünya’nın çeşitli uçlarında kimisiyse evimin sınırları içinde 82 yazı yazmışım.  Bu yazılarımda bana ilhamı, bazen kadınlar vermiş. İzlanda’da … Devamını oku

KELİMELER GİRDABI

Üç beş kelimeye sıkışıp kalmış insanlar. Sosyal medyada hep aynı ünlemlerle aynı tepkileri verip duran ağızlar. Aynı yerde kürek çeken, heyecanlarını, mutluluklarını ve üzüntülerini aynı tekdüzelikle yaşamak zorunda bırakılmış kürek mahkumları gibi, aynı kelimelerde dönüp duran bizler. Kendi dillerine, dilleri dönmeyenler. Türkçede bir “Muhteşem” var demir attığımız, “Aynen” var onaylamak için bolca kullandığımız… Bunlar aklıma sadece … Devamını oku

12’Yİ OKUYORUM

“12” yayımlanalı 4 yıl geçmiş, zaman da uçmuş gitmiş. Şimdi dönüp uzun zamandır okumadığım bu öykülere yeniden bakınca, tıpkı ilk günkü gibi heyecanlanmamın yanı sıra öykülerle arama zaman ve yeni tecrübeler girdiğinden, neyi neden yazdığımı daha iyi görüyorum. Bu video’da Pan Yayıncılık için 12’den kısa bir bölüm okumadan önce öyküleri yazma amacıma küçük bir yolculuk … Devamını oku

DÜNYA İÇİNDE DÜNYA

Çocukken, annemin hala çalıştığı ve okula henüz başlamadığım yıllarda, gündüzleri bana arka sokakta oturan ciciannem bakardı. Ne güzel, ahenkli adı vardı ciciannemin: Muhsine… Karakteri de adı gibi günümüzde bulunmayan inci tanelerindendi, gülüşü içten ve utangaçtı. Çocukluğun o uzun günlerinde ciciannemin evinde zaman, benim hiç kaçırmadığım Susam Sokağı’yla ciciannemin hiç kaçırmadığı Yalan Rüzgârı arasında geçmek bilmezdi. … Devamını oku